Birleşik Krallık resmi olarak 31 Ocak 2020'de AB'den ayrıldı. Ancak, hemen akabinde iki tarafın bir ticaret anlaşması müzakere edebilmelerine olanak veren 31 Aralık 2020'de sona erecek olan bir geçiş dönemine girildi. Geçiş dönemi boyunca Birleşik Krallık, AB tek pazarında ve gümrük birliğinde kalmak ve AB ticaret kurallarını uygulamak durumunda.
Birleşik Krallık ile AB arasındaki resmi müzakereler, gelecekteki ilişkilerinin kaderini belirlemek için Mart ayında başladı. Taraflar, 2020'nin son gününe kadar Brexit geçiş süresi uzatma seçeneği olmadan bir anlaşmaya varmak zorundalar. Bazı ilerlemelere rağmen, taraflar bugün itibariyle henüz hiç bir anlaşmaya varamadılar.
Boris Johnson, AB ile Brexit sonrası bir anlaşmaya varmak için Avrupa Konseyi'nin 15 Ekim’de yapılacak zirve toplantısını süre sonu olarak belirlemişti. Başbakan, o zamana kadar bir anlaşmaya varılmazsa taraflar arasında bir serbest ticaret anlaşması olmayacağını öngördüğünü beyan etmişti. Yine de, AB ve Kanada arasında kararlaştırılan anlaşmaya benzer bir anlaşmanın Birleşik Krallık için mümkün olacağından hala umudu olduğunu dile getirmişti.
AB-İngiltere ilişkisine ilişkin sonuç bildirgesi, 15 Ekim 2020'de yapılan Avrupa Birliği liderleri zirvesinden sonra yayımlanmıştır. AB liderleri, Birleşik Krallıktan anlaşma için gerekli adımları atmasını talep etmişti. Birleşik Krallık Başbakanı, AB'nin Brexit ile ilgili kararına tepki göstererek AB ile ticaret görüşmelerinin bittiğini açıklamıştı.
Birleşik Krallık, Brexit görüşmelerinin başından beri AB'nin Kanada ile yaptığı CETA'ya (Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması) benzer bir anlaşma istemekte iken, AB ise Birleşik Krallık'tan devlet yardımı, balıkçılık ve yönetişim alanında tavizler vermesinini bekliyor.
Downing Street’e göre Birleşik Krallık, bir anlaşmaya varılamazsa, geçiş dönemini Avustralya tarzı şartlarla sona erdirmeye hazır olduğunu beyan etti. Temel olarak, Avustralya tarzı anlaşma, Avustralya'nın AB ile serbest ticaret anlaşması bulunmadığı için DTÖ kuralları kapsamındaki ticarete eşdeğer olarak gösteriliyor.
AB-Kanada Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması
AB ve Kanada arasındaki Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması (CETA) "karma" nitelikli bir serbest ticaret anlaşmasıdır. Geçici uygulamasıyla, anlaşmanın ekonomik açıdan önemli hükümleri geçici olarak uygulamaya girdi. Anlaşma tüm AB üye ülkeleri tarafından resmi olarak onaylandıktan sonra tam olarak yürürlüğe girecek.
Bir anlaşmanın onaylanma süreci, anlaşmanın "karma" veya "geleneksel serbest ticaret anlaşması" olmasına bağlıdır. Karma anlaşmalar, tüm Üye Devletler ve Avrupa Birliği tarafından onaylanması gerekiyor. Bunun aksine, "yalnızca AB" sözleşmesinin yalnızca Avrupa Birliği (Konsey) tarafından onaylanmasını gerektiriyor.
CETA, AB ve Kanada arasındaki endüstriyel ürün ticaretinde gümrük vergilerini kaldırıyor. Anlaşmanın çoğu hükmü Eylül 2017'de geçici olarak yürürlüğe girdiğinden vergilerin önemli bir kısmı kaldırıldı. Diğer vergiler kademeli olarak kaldırılacak (3, 5 veya 7 yıl içinde). Tarım ürünleri üzerindeki gümrük vergilerinde de önemli indirimler yapıldı. Bununla birlikte bazı tarım ürünlerinin ticaretinde kısıtlamalar devam ediyor.
CETA ayrıca, mallar üzerindeki gümrük işlemlerinden kaynaklanan işlem maliyetlerini azaltmak için modern, basitleştirilmiş ve standartlaştırılmış gümrük prosedürleri öngörüyor.
CETA tarafların "coğrafi işaretleri"ne koruma sağlıyor. AB ve Kanada birbirlerine kamu ihalelerini açma konusunda anlaştılar.
Standartlar konusunda işbirliği de CETA'nın bir başka önemli özelliği. Örneğin, bir AB ülkesinde üretilen bir ekipman için, tüm güvenlik ve kalite kontrolleri Kanada'da tekrar edilmesine gerek kalmadan orada gerçekleştirebilir - ve bunun tersi de geçerli olabilir.
CETA aynı zamanda mesleki niteliklerin hem Kanada'da hem de AB'de tanınmasına izin vererek, örneğin mimarların veya muhasebecilerin her iki yerde çalışmasını kolaylaştırıyor.
Sınai mülkiyet haklarına ilişkin olarak uyum sağlandı.
Öte yandan CETA, uluslararası yatırım için tartışmalı özel nitelikte uyuşmazlık çözümü hükümleri öngörüyor.
İngiliz Başbakanı müzakerelerin sonlandırılmasına ilişkin bir açıklamada bulunmamış olsa bile, özellikle 10 haftadan daha kısa bir süre olan zaman kısıtlaması göz önüne alındığında, AB ile İngiltere arasında “karma” nitelikte CETA’ya benzer bir anlaşmaya varılması gerçekten çok gerçekçi görünmüyor.
Avustralya Tipi Anlaşma
AB ve Avustralya, başta Bilimsel ve Teknik İşbirliğine İlişkin Anlaşma ile teknik engelleri kaldırmak suretiyle endüstriyel ürün ticaretini kolaylaştırmaya yönelik Uygunluk Belgesi ve İşaretlemeye ilişkin Karşılıklı Tanıma Anlaşması gibi bir dizi ekonomik ve ticari işbirliği düzenlemelerini içeren siyasi Çerçeve Anlaşması müzakerelerini sonuçlandırmışlardı. Ancak taraflar henüz bir serbest ticaret anlaşması imzalamadılar.
Bu nedenle, taraflar arasında karşılıklı mal ticareti DTÖ kurallarına tabi.
Anlaşma olmaması durumunda “gümrük ve ticaret” alanında ne olacak?
AB ve İngiltere, bir anlaşmaya varamazlarsa 31 Aralık 2020'den sonra Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre hareket etmek zorunda kalacaklardır. Birleşik Krallık, AB'den (ve ticaret anlaşması olmayan diğer tüm ülkelerden) ithalat için Küresel Tarife Listesini belirlemiştir ve AB'ye ihracat için AB Ortak Dış Tarifesine tabi olacak.
İngiltere'den AB'ye ithal edilen mallar ve tam tersi AB menşeli mallar için 6 aylık geçiş süresi dışında, tüm gümrük kontrolleri ve dokümantasyon gereklilikleri ile karşı karşıya kalacak.
Brexit geçiş döneminden sonra, iki taraf kabul ederse, istedikleri zaman yeniden ticaret müzakerelerine başlayabilecekler.
Dr. Kenan GÜLER
Gümrük Müşaviri
Atez Yazılım Teknolojileri A.Ş.