Merhabalar, uzun zamandır yazmayı, konuşmayı düşündüğüm bir noktayı, en sonunda zaman bularak yazabildiğim için hem mutlu ve hem de görevini yapmış bir kişinin huzuruna kavuşmuş durumdayım. Biliyorum, yazıya başlarsam, çok kısa sürede kaleme alır ve sorumluluğunu yerine getirmiş olarak mutluluğu yudumlayacağım. Neyse bu kadar serenattan sonra, sadede geleyim. Ben kamu kökenli bir gümrük müşaviri meslektaşınızım. Belki genç arkadaşlar tanımaz 30 yıldan fazladır da bu işi yaparım. İşin birçok bölümünde görev yapmış, çeşitli noktalarını deneyimlemiş biriyim. Bu küçük notları, kendimi anlatmaktan ziyade, aktaracağım fikirlerin nerden demlendiğine ilişkin fikir vermek bakımından yaptım.
Yazmak istediğim konuya geleyim. Cem Yılmaz’ın dediği gibi “Eğitim Şart”. Mesleğimizde eğitim, genellikle izin belgelerinin temin edilmesi aşamalarında alınan eğitim çerçevesinde, yoğun bir şekilde gerçekleşmekte. Sonrasında ise, gümrük müşavirlerinin tamamen kişisel istekleriyle, keyiflerine kalmış bir şekilde sürmektedir. Dolayısıyla da çoğunun, okumayı sevmeyen bir toplumun üyeleri olarak, değişimlerden, değişikliklerden veya bilinenin unutulmaması açısından hatırlama anlamında, kendini eğitme zahmetine katlanmadığını söyleyebilirim. Bu tespitimi meslek mensubu arkadaşları üzmek için yazmadım. Benim de, bazı konularda bu tembellik ve atalet ile hareket ettiğim gerçeğinden yola çıkarak yaptım. Yani ben de sizler gibi hareket eden birisiyim aslında. Mesleği bu şekilde sürdürmek doğru mu? Hayır! Peki o zaman ne yapmalıyız? Sürekli eğitimlerle hem kendi bilgi birikimimizi korumalı ve hem de birikimimize göre yeni veya eksik olanları içselleştirmeliyiz. Bu laftan ne anlatmak istediğimi bizar açayım.
Dünyada korumacılık tedbirlerinin hızlıca, ticaretin önemli bir unsuru halini almasıyla, bu zamana kadar çok da kullanmadığımız, sadece farkında olduğumuz birçok dış ticaret ve gümrük enstrümanını, kullanır olduk. Çünkü diğer korumacılık uygulayan ülkelere karşılık verebilmek ve ülkemiz menfaatlerini korumak, yerli sanayiin olumsuz etkilenmesini ortadan kaldıran tedbirler almak bakımından, bizim dış ticaret ve gümrük karar alıcıları da, deneyim dağarcığımızda olmayan çeşitli enstrümanları, devreye aldılar. Ticaret politikası önlemleri bu şekilde hızlıca devreye girince, son derece kısıtlı bir şekilde kullanıldığına tanık olduğumuz ve telafi edici fonksiyonlu Ek Mali Yükümlülük kararları, hiç alışık olmadığımız İlave Gümrük Vergileri kararları, sayıları giderek artan Anti Damping Vergileri kararları havalarda uçuşmaya başladı. Dolayısıyla da, eskiden sınırlı durumlarda kullanılan “önlem uygulanan ülke menşeli” olmadığını ispat yükümlülüğü, eşyanın tercihsiz menşeinin ispatı, önemli hale geldi. Hatırlıyorum da, oldukça eski tarihlerde, tercihsiz menşe ispatının, tercihli menşe ispat belgeleriyle yapılabilirliği konusundaki kafa karışıklığı, nerdeyse sadece sınır ticareti ayrıcalıklarında sorun olup, tek tük tartışılır ve gümrük otoriteleri tarafından da yönetilmeye çalışılırdı. Oysa şimdi, bu gibi sorunlar, vakayı adiye halini aldı. Peki bu yeni durum bizim mesleğimizi nasıl etkiliyor?
Bu yaşananların ışığında, sürekli eğitim kavramının, bizim gibi meslekler için ne kadar önemli olduğu, bir kez daha açığa çıkmış durumdadır. Mesleklerini bizim gibi lisanslı bir şekilde yapan bazı işlerde olduğu gibi, sürekli eğitimin, yukarıda ifade ettiğimiz meslek süprizleri karşısında hazırlıklı olmamızı sağlayacağı açıktır. Böylece müşterilere verilen hizmet, gereksiz tartışma ve ihtilaflardan uzak bir şekilde ve gereği gibi yerine getirilmiş olacaktır. Zaman içerisinde paslanan mevzuat kaslarımızın yeniden güçlenmesi de, bizi tüm diğer dış ticaret paydaşları karşısında, daha bir güvenlikli kılacaktır. Böylece, “bizi gümrük müşavirimiz yanılttı” öyleyse suç ondadır gibi, müteselsil sorumlu olduğumuz, ek vergi ve cezalı tahakkuka maruz kalan işlerde, maddi anlamda da sıkıntılı süreçler yaşamamızın önüne geçecektir. Dış ticaret süreçlerinde bir sorun olduğunda, “vur abalıya” hesabı, potansiyel suçlu olarak görülen gümrük müşavirlerinin daha bir özgüvenli ve yaptığından emin hizmet üretmesi sağlanmış olacaktır. Peki bunun için ne yapmak gerekir?
Yapılması gereken, henüz yarı kamu hizmeti üreten, mesleğin sivil toplum organizasyonu şeklinde olan Gümrük Müşavirleri Derneklerinin, sadece izin belgesi sınavlarında yapabildikleri eğitim çalışmaları ile sınırlı kalmaması; özellikle son dönemlerde etkin bir şekilde kullanılan yeni dış ticaret teknik ve enstrümanlarıyla, gümrük mevzuatı değişikliklerinin, eğitim konuları olarak belirlenip, belirli bir plan çerçevesinde üyelerine mesleki içi eğitim olarak sunması yerinde olacaktır. Bu mesleki dayanışmanın bir gerekliliği olduğu gibi, mesleğin itibar çıtasını daha yukarlara taşıyan bir işlev de görecektir. Buna ilişkin örnekleri, gerek Yeminli Mali Müşavirlerde ve gerekse Bağımsız Denetçilik (KGK) sisteminde gözlemliyoruz. Hatta Avukatlık Barolarının sürekli hizmet içi eğitim programlarının olduğu, güzel örnekler mevcut. Hal böyle olunca, buna benzer çalışmaları yapmak çok da zor olmasa gerektir diye düşünüyorum. Hatta YMM ve Bağımsız Denetçilerde, mesleki izin belgelerinin sürekliliği için, bazı eğitimlere katılım zorunlu bile tutulmuş durumdadır. Zorunlu olup olmaması bir başka tartışma konusu yapılabilmekle birlikte, meslek içi eğitimin; ciddi bir şekilde planlanarak yürürlüğe sokulması son derece isabetli olacaktır. Konu eğitim olunca, işimizin bir diğer ayağında hizmet üreten kamu kesiminde de, bu alışkanlığın yerleşmediğini, dolayısıyla sürekli eğitim ile bilgi birikimlerinin parlatılmadığı görevli ve yöneticilerin, şaşırtıcı derecede farklı görüş ve kararlar alabildiklerini söylemek mümkündür. Gümrük amir ve memurlarının da bu gibi değişiklikler karşısında, bizim meslek mensuplarımızdan farkı bulunmamaktadır. Ama bu konuyu da bir başka yazıda tartışalım ve odaklandığımız konumuzu dağıtmayalım derim. Hatta bu eğitimlerin karma (gümrük müşaviri-gümrük amir/memuru birlikte) bir şekilde yapılmasının, daha öğretici, iletişim anlamında daha bir verimli olacağını da düşünmekteyim. Hepinize sağlıklı günler ve işlerinizde başarılar dilerim.
Saygılarımla.
Bülent ERYILMAZ
Gümrük Müşaviri