Hayatın doğal akışı içerisinde çoğumuz
istemeden ihlale sebep olabiliriz. İhlal
kelimesinin Türk Dil Kurumuna (TDK) göre anlamı: bozma, uymamak, zarara
uğratmak ve kurallara uymamak olarak adlandırılmaktadır. Bu ihlaller çoğu zaman
kasten gerçekleştirilmeyen eylemlerdir.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS)
başvuru şartları arasında yer alan EK-2 soru formu/öz değerlendirme formu,
gümrük işlemlerine konu veya olacak eşyanın işlemlerinin gerçekleştirildiği
başka firmaya ait tesislerdeki işlemler yok ise toplam 12 bölümden
oluşmaktadır.
5’inci bölümde “İhlallerin Bildirimi”nin
nasıl yapılacağı açıklığa kavuşturulmaktadır. Sistemin beklediği kuralları
sıralamak gerekirse:
·
Tespit
edilen uygunsuzluk ve usulsüzlükler kaydedilmelidir. (Firmanız tarafından
kullanılan ERP sistemi içerisine kaydedilmesi uygun olacaktır.)
·
İhlal
olması durumunda gümrük idaresine en kısa sürede bildirimde bulunulmalıdır.
(Yetkili kişilerce bildirimde bulunulması gerekmektedir.)
·
İhlalin
olması durumunda en kısa sürede hizmet alınan firmaya da bildirimde bulunulmalıdır.
(Nakliyeci, antrepo ve/veya geçici depolama yeri yetkililerine de bildirimde
bulunulması gerekmektedir.)
·
İhlal
olması durumunda gümrük idaresine ve ilgili diğer taraflara bildirimde
bulunacak kişi veya kişiler ve yedek kişiler belirlenmelidir.
·
Personel,
kendiliğinden tespit ettiği uygunsuzlukları (kayıp, hırsızlık, kaçakçılık vb.)
ve usulsüzlükleri yönetime bildirmelidir.
·
Yönetime
intikal eden ihlaller en hızlı şekilde değerlendirilmeli ve yapılacak işlemler
belirlenmelidir. (Önleyici faaliyetler kapsamında takip edilmesi ve bir daha
tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.)
Sistemin çıkış noktası olan “Her Fabrika
Bir Gümrük İdaresi” prensibi ile hareket edilmeli ve bu bilinçle vakalara
yaklaşılmadır. İhlallerin eş zamanlı ve eş güdüm ile ilgili kurum ve
kuruluşlara bildirilmesi gerekir.
Peki Gümrük Kanunu açısından kendini ihbar
ne anlam ifade etmekte ve cezaların ödenmesinde indirim sağlamakta mıdır?
Konunun bu yönüyle de irdelenmesinde yarar var.
Gümrük Kanunu’na göre “Belirtilen
aykırılıkların gümrük idaresince tespit edilmesinden önce beyan sahibince
bildirilmesi durumunda söz konusu cezalar yüzde on nispetinde uygulanır.”
Ancak bu hüküm tüm gümrük yükümlülerine
uygulanmaktadır. Bu yönüyle Kanunda YYS sahibi firmalar için herhangi bir
ayrıcalık bulunmamaktadır. Sertifika sahibi firmalar, sertifika sahibi olmayan
firmalara nazaran daha fazla sorumluluk alarak tüm süreçleri yönetim, kontrol
ve denetime tabi tutmasına karşın, mevzuat onlar için farklı bir işlem
öngörmemiştir.
Dünya
Gümrük Örgütü (WTO) her yıl AEO özetleri yayımlamaktadır. 2021 yılı AEO özetine
göre dünya üzerinde toplam: 97 Operasyonel AEO programı mevcut olup, bunlara
ilaveten 20 yeni AEO programı daha geliştirilmektedir. Sistem dışı diğer ülkelerdeki
33 operasyonel gümrük uyum programları geliştirilmesine de devam edilmektedir.
87 iki taraflı ve 4 adet çok taraflı/bölgesel Karşılıklı Tanıma Anlaşmaları
(MRA) bulunmaktadır. 78 anlaşma ise müzakere aşamasındadır.
Liste incelendiğinde, en dikkat çeken ülke
Güney Afrika Bölgesinde yer alan Esvatini, ya da resmi adıyla “Esvatini
Krallığı”dır. Bu ülkede AEO programına uyumlu “Tercih Edilen Yatırımcı” adı
altında operatörler bulunduğu anlaşılmaktadır. İlgili programın faydalarını
incelediğimiz zaman farklı bir kolaylık karşımıza çıkmaktadır:
·
Program
dahilinde firmaların kendini ihbar etmeleri halinde ‘daha az ceza ödeme’
kolaylığı.
Bu örnek uygulama göz önüne alındığında,
halen Türk mevzuatında böyle bir ayrım bulunmamakla birlikte, gereklilikler bağlamında
YYS sahibi firmaların ihlal bildirimi sorumluluğundan dolayı “daha az ceza
ödeme” kolaylığından faydalanması yönünde bir yasa değişikliği yapılmasının
uygun olacağı düşünülmektedir.
Unutulmamalıdır ki, yetkilendirilmiş
yükümlü statüsüne sahip olmak bir ayrıcalıktır. Ayrıcalık ise farklılıklar ile
ortaya çıkmaktadır.
Mehmet
Altay YEGİN
Yetkilendirilmiş
Yükümlü (AEO) Derneği
Yönetim
Kurulu Başkanı