Gözetim Önlemleri ile Hukuksuz Vergi Uygulanması

Son Güncellenme Tarihi: 7.02.2023
Atilla ŞAHİN

Atilla ŞAHİN

Gümrük Müşaviri

Yazarın Diğer Yazıları

GİRİŞ

Ülkemizde uygulanmakta olan gözetim önlemleri, ithalata konu olan malların ithal eğilimlerinin izlenmesi yönelik ticaret politikası savunma araçlarından biri olarak kullanılmaktadır. Gözetim önlemlerine ilişkin mevzuat hükümleri, gözetim önlemi öngörülen malların ithalinde İthalat Genel Müdürlüğü’ne başvurularak gözetim belgesi alınması zorunluluğu öngörülmesi yanında, ithal eşyasının satış bedelinin gözetim kıymetinden düşük olması halinde ilave kıymet beyanı suretiyle gözetim kıymetinde beyanının da kabul edilmesi suretiyle ithaline imkân tanınmaktadır.

Ancak Gözetim önlemlerinin uygulanmasına ilişkin 2004/7304 sayılı Karar ve bu Karara dayalı olarak düzenlenen Yönetmelik ve Tebliğ hükümlerine göre uygulanmakta olan gözetim önlemlerinin İthalat Rejimi Kararında ticaret politikası önlemi olarak belirtilmesine karşın, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının mal ticaretine ilişkin 1/A ekinde yer alan ve ticaret politikası önlemlerine ilişkin anlaşmalar içinde yer almaması; Kararın yasal dayanaklar kısmında belirtilen kanun maddelerinin tetkikinde bu maddelerin lafzı ve ruhu ile illiyet bağının kurulamaması; uygulamada taraf olduğumuz uluslararası anlaşma hükümlerine ve Anayasamızın vergide kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde beyan sahiplerinden fazladan vergi tahsil edilmesi; sonradan yapılan kontrollerde tarife farklılığı nedeniyle gözetim belgesi ibrazının mümkün olmaması nedeniyle ilave kıymet beyanı yapılmayan durumda eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı ceza ile eşyanın gümrüğe sunulamaması halinde gümrüklenmiş değeri kadar ilave ceza uygulanması sonu doğurmasının yarattığı sorunlar ile uluslararası ticaretin olağan akısına aykırılıklar oluşturan uygulamaların hukuki açıdan değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.

            Gözetim Uygulaması

Bir malın ithalatında gözetim uygulanmasına ilişkin karar, başvuru üzerine veya re'sen yapılacak bir değerlendirme sonucunda ithalatın gelişimi, ithal şartları ve ithalatın yerli üreticiler üzerindeki etkisi dikkate alınarak Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından verilmektedir. İthalatta gözetim uygulamasının amacı, ithalatın gelişiminin yerli üreticiler üzerindeki etkisinin izlenmesine yöneliktir Bununla birlikte, bazı mal veya mal grupları için bir başvuruya dayalı olarak ya da İthalat Genel Müdürlüğü’nce res’en yapılacak bir değerlendirmenin, korunma önlemlerinde olduğu gibi hangi usul ve esaslara göre yapılacağına ilişkin bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır.

Tebliğ düzenlemesi ile ürünlerin, spesifik unsurlarına göre belirlenecek birim kıymetlerinin altında olanların ithalinde gümrük idaresine sunulmak üzere TPS üzerinden elektronik olarak ya da kâğıt ortamında gözetim belgesi başvurusunda bulunulması öngörülmektedir. İthal eşyasının gümrük vergisine esas birim kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen birim kıymetten düşük olması halinde gözetim belgesi başvurusu yapılmakta olup, İthalat Genel Müdürlüğünce başvuruda sunulan bilgi ve belgeler ile Bakanlıklarınca belirlenen kriterler dikkate alınmak suretiyle uygun görülen birim kıymet üzerinden gözetim belgesi düzenlenmektedir. Gözetim belgesinde belirlenen birim kıymet Tebliğ ile belirlenen birim kıymet tutarında olabileceği gibi Tebliğ birim kıymetinin altında da belirlenebilmektedir.  

Tebliğ düzenlemesi ile bazı ürünler için yıllarca devam eden kıymet esaslı gözetim uygulaması, korunma önlemleri ya da damping önlemlerinde olduğu gibi bir soruşturma sürecini kapsamamaktadır. Bu kapsamda gözetim mevzuatının, DTÖ Kuruluş Anlaşması eki mal ticaretine ilişkin anlaşma hükümleri dışında yalnızca bazı mal veya mal gruplarının kıymet kriterli olarak ithal eğilimlerinin izlenmesine yönelik idari bir uygulama olduğu anlaşılmaktadır. Ancak gözetim belgesi başvurusu yapılmadan ve düzenlenecek gözetim belgesinin gümrük idaresine sunulmadan ithaline izin verilmemesi uygulaması bir miktar kısıtlamasına yönelik tarife dışı bir engel oluşturması, DTÖ Kuruluş Anlaşması eki mal ticaretine ilişkin anlaşma hükümlerine aykırılık oluşturduğundan, Ticaret Bakanlığı’nın diğer bir birimi olan Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2012/3 ve 2019/1 sayılı Genelge hükümleri uyarınca eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması durumunda, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlayacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde yükümlüden gözetim belgesi ibrazı istenilmemektedir.

Kıymet kriterli gözetim uygulamasında, gözetim belgesi düzenlenen durumlarda gözetim belgesinde belirtilen birim kıymet ile gümrük vergisine esas kıymet arasındaki fark kadar; gözetim belgesi başvurusu yapılmayan durumlarda ise ithal eşyasının gümrük vergisine esas birim kıymetinin Tebliğ ile o eşya için belirlenen gözetim kıymetinden düşük olması halinde aradaki fark kadar yurt dışı kıymet beyanı yapılmak suretiyle fark beyan kadar bir fiktif kıymetin oluşmasına neden olunmaktadır. Ayrıca fazladan beyan edilen fiktif kıymet üzerinden ilave ithalat vergileri ödenmesi söz konusu olmaktadır.

 

Gözetim Önlemlerine İlişkin Kararının Yasal Dayanaklar Açısından Değerlendirilmesi

2004/7304 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında Karar’ın yasal dayanakları kısmında sayılan maddeler incelendiğinde;

1567 sayılı Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkında Kanunun değişik 1’inci Maddesi; “Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Bakanlar Kurulu salahiyetlidir.”

Madde hükmü açık olup, kambiyo mevzuatının öngördüğü değerli kâğıt ve vesikalar ile kıymetli maden ve taşlarla bunlardan mamul maddelerin ihracı ve ithalinde düzenleme yapma ve sınırlama getirme yetkisi verilmektedir. Bu madde kapsamında diğer maddelerin ithalinde kambiyo mevzuatı açısından bir düzenleme veya sınırlama yetkisi bulunmamaktadır.

474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2’nci Maddesi; “Cumhurbaşkanı bu Kanunun eki Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini 50'ye kadar yükseltebilir, sıfıra kadar indirebilir veya bu Cetveldeki had ve nispetleri %50’sine kadar yükseltebilir. Cumhurbaşkanı ayrıca, Tarifedeki notlarda gerekli değişiklikleri yapmaya, bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye de yetkilidir.

Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.”

 

474 sayılı Kanun esas itibariyle ülkemizin uluslararası anlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların ithalinde uygulanacak kanuni vergi hadlerinin belirlenmesinde Cumhurbaşkanına verilen yetkinin sınırları belirlenmektedir. 474 sayılı Kanunla öngörülen ulusal otonom tarifelerimiz ile uygulanacak gümrük vergi oranları belirlenmektedir. Bu uygulama bir tarife önlemi olup ticaret politikası önlemi olarak değerlendirilmesi söz konusu olamaz.

 

3283 sayılı Bazı Kanunlarla Tanınmış Olan Gümrük Muafiyetlerinin Kaldırılması Hakkında Kanunun 2’nci Maddesi; “Birinci maddede belirtilen, kurum, kuruluş, teşebbüs, bağlı ortaklık ve müesseseler için gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi, resim ve harçlardan muafiyet tanımaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.” Hükmü, yorum gerektirmeyecek şekilde açık olup, gözetim önlemlerine ilişkin Kararın amaç ve kapsamı ile bir illiyet bağı bulunmamaktadır.

            4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 55’inci Maddesinin birinci fıkrasında, gümrüğe sunulan eşya için belirlenmiş şartlar altında her zaman gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanım tayin edilebileceği; ikinci fıkrasında, gümrüğe sunulan eşya için Cumhurbaşkanı tarafından kamu güvenliği, insan, hayvan ve bitki sağlığının korunması, kültürel varlıkların korunması, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması amacıyla yasaklama veya kısıtlama konulabileceği; üçüncü fıkrasında ise, ticaret, gümrük ve taşımacılık anlaşması imzaladığımız Taraf ülkelerin bu hükümlere aykırı olarak yasaklama veya kısıtlama koymaları halinde karşı önlemler alma konusunda Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler belirlenmiş olup, Gümrük Kanununun 55’nci Maddesi ile tanınan yetkiler, amaç ve kapsam bakımından gözetim önlemlerinin amaç ve kapsamı ile örtüşmemektedir.

       2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun “amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci Maddesinde; “Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla İthalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılması bu Kanun hükümlerine göre yürütülür.”

       2976 sayılı Kanunun hükmü açık olup, dış ticaret işlemleri üzerinde uygulanmakta olan vergi ve benzeri mali yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Anayasamızın vergide kanunilik prensibine uygun olarak ek mali yükümlülük, T.C. Anayasasının 73’üncü Maddesi hükmüne istinaden 2976 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bir tarife önlemi olarak uygulanması öngörülen ek mali yükümlülük ile bir ticaret politikası savunma aracı olarak düzenlenen gözetim önlemlerinin örtüşen bir yanı bulunmamaktadır.

 

DTÖ Anlaşmalarına Göre Değerlendirme

95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kabul edilen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Anlaşmanın eklerinde yer alan anlaşmalar ve bunlara bağlı hukuki metinler, üye ülkeler arasında ticari ilişkilerin idamesi için ortak kurumsal yapıyı oluşturmaktadır. DTÖ’yü Kuran Anlaşmanın EK 1A Mal Ticaretinde Çok Taraflı Anlaşmalardan; Tekstil ve Giyim Anlaşması, Gümrük Kıymetinin Belirlenmesi Anlaşması, Anti-Damping Anlaşması, Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması, Korunma Önlemleri Anlaşması, İthal Lisansları (Tarife Kontenjanı) Anlaşması ve bunlara bağlı olan hukuki metinler tüm üyeleri bağlar. Gümrük Kıymetinin Belirlenmesine İlişkin Anlaşma hariç ismi zikredilen anlaşmalar iç mevzuatımızda ticaret politikası önlemleri adı altında düzenlemelere konu olmuştur. Ticaret politikası önlemleri 3350 sayılı İthalat Rejimi Kararının 4/3’üncü Maddesinde sayılmış olmakla birlikte bu madde hükmünde sayılan “ithalatta gözetim uygulanmasına ilişkin mevzuat” DTÖ Anlaşmaları içinde yer almamaktadır.

 

Gözetim önlemlerine ilişkin mevzuat, herhangi bir Kanun ya da uluslararası anlaşmaya dayanmadığından bu düzenlemelerin idari düzenlemeler olduğu söylenebilir. Bu düzenlemeler korunma önlemleri mevzuatı paralelinde düzenlenmesi ve bazı düzenlemelerde “gözetim ve korunma özlemleri” olarak birlikte zikredilmesi, gözetim önlemlerinin Korunma Önlemleri Anlaşması ve korunma önlemleri mevzuatının bir parçasıymış izlenimi verilmektedir. Oysa gözetim önlemleri bir korunma önlemi değildir.

 DTÖ Korunma Önlemleri Anlaşması hükümlerine göre, bir üye tarafından, ancak o üyenin yetkili makamlarınca daha önce belirlenmiş ve GATT 1994 Madde X uyarınca ilan edilmiş prosedürlere uygun olarak bir soruşturma yapılmasını müteakip bir korunma önlemi uygulanabilir.

İthal eşyasının kıymeti ise Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmalarından GATT’ın VII’inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma (DTÖ Kıymet Sözleşmesi) hükümleri ile bu Anlaşma hükümlerine göre belirlenmiş olan Gümrük Kanunu’nun 23 ila 31 ‘inci maddesi hükmü ve bu hükümlere aykırı olmamak üzere ikincil düzenlemelerdeki kurallara göre belirlenmektedir.

  İthal eşyasının kıymeti GATT’ın VII’inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma ile keyfi ve fiktif gümrük kıymeti uygulanmasını önlemek ve uyumlaştırılmış kıymet normları belirlemek amacıyla eşyanın gümrük kıymetini “ticari işlem kıymeti” diğer bir deyimle satış bedeli olarak tanımlanmıştır. Anlaşma ve Gümrük Kanunu hükümlerine göre ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği; ayrıca Anlaşma hükümlerinde gümrük idaresinin, beyanın doğruluğunu tespit amacıyla, her zaman, her türlü bilgi ve belgeyi inceleyerek değerlendirme hak ve yetkisine sahip bulunduğu belirtilmiştir.

Gözetim uygulanmasına ilişkin mevzuat hükümleri, ithal eşyasının kıymet beyanını Anlaşma ve Kanun hükümlerine aykırı olarak gözetim belgesinde yer alan referans kıymete; gözetim belgesi alınmayan durumlarda, gözetim tebliğinde belirtilen referans kıymete göre beyan edilmesini zorunlu kılmaktadır. Aksine durumlarda ya eşyanın ithaline izin verilmemekte ya da Gümrük Kanunu’nun 235’inci Madde hükümlerine göre ağır cezalar ile cezalandırılmasının yolu açılmaktadır.

Gözetim kıymeti beyanlarının sakıncaları

 

Dampinge karşı veya sübvansiyona karşı önlemler ile korunma önlemlerine ilişkin idari düzenlemeler kaynağını DTÖ Anlaşmalarından almaktadır. Bu kapsamda bir ürünün normal kıymetinin altında ihracatının, ülkemize girişinde oluşturacağı haksız rekabetin önlenmesi kapsamında yapılan soruşturmalar ile korunma önlemlerinde olduğu gibi bir mal veya mal grubunun ithal eğiliminin yapılacak araştırma ve soruşturmalar sonucu aynı veya ikame ürünleri üreten yerli üreticiler üzerinde oluşturacağı ciddi zarar veya zarar tehdidini bertaraf etmek amacıyla uygulanacak mali önlemler belirlenmektedir. Bu uygulamalarda amaç, yasal olarak yapılan bir soruşturma sonucunda haksız bir rekabet yaratan mal girişlerinin önlenmesi veya yerli üreticiler üzerinde ciddi bir zarar veya zarar tehdidinin önlenmesi ve uygulanacak önlemin haksız rekabeti önlemek veya zarar tehdidini önlemekle sınırlı olmasıdır. Gözetim önlemlerinde ise bir mal veya mal grubunun izlenmesi ile korunma önlemleri veya ithalatta haksız rekabet oluşturacak verilerin oluşturulması amaçlanmış olabilir.

 

Gözetime tabi tutulacak ürünler için birim gözetim kıymeti belirlenmek suretiyle bu birim kıymetler altında mal girişlerinin engellenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu uygulama başlangıçta aynı veya benzeri malları üreten yerli üreticileri ucuz ithal mal fiyatlarına karşı koruma sağlaması bir avantaj yaratabilir. Ancak gözetim tebliğleri kapsamında uygulanan kıymet esaslı gözetimlere ilişkin 2004, 2006, 2007 ve müteakip yıllarda yürürlüğe giren İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğler kapsamında yer alan aynı mal veya mal grubu için 10 ila 19 yıl boyunca gözetim uygulanması, esasen bu sektördeki üreticileri korumanın yaratacağı avantajlardan ziyade ülkemiz ekonomisi için rekabetten uzak, uluslararası rekabete kapalı firmalara dolaylı olarak devlet tarafından destek verilmesi sonucunu doğurmaktadır. Hatta bu tür uygulamalar merdiven altı tabir edilen belirlenmiş standartlara aykırı ucuz malların dünya fiyatları, hatta bu fiyatların üzerinde iç piyasada satılarak tüketicilerin korunması mevzuatına aykırılıklara yol açma riski bulunmaktadır. Ayrıca bu uygulamalar amaçlananın tam aksine kayıt dışılıkların yolunu da açabilmektedir.

 

Kıymet esaslı gözetim uygulaması yoluyla ithal eşyasının birim satış kıymetinin DTÖ Kıymet Sözleşmesi ve Gümrük Kanunu hükümlerine aykırı olarak yüksek belirlenerek fiktif bir kıymet farkı beyanı ve bu fiktif kıymet üzerinden hukuka aykırı bir şekilde fazladan vergilendirilmesi suretiyle bu eşyalar için yapılan gerçek giderler dışında yapılmayan bir yurt dışı gider beyanı yoluyla muhasebe kayıtlarında doğru olmayan kayıtlarının oluşması sonucunu doğurmaktadır.

 

Kıymet kriterli gözetim uygulamasının diğer bir sakıncası, ithal eşyalarının gerçek kıymetinin üzerinde yapılan kıymet beyanları, gümrük beyannamelerinde o eşyaların istatistiki kıymetini oluşturmasıdır. Örneğin CİF kıymeti 100.000.-USD olan ithal eşyası kıymeti ilgili gözetim tebliğindeki birim kıymete göre hesaplanıp 150.000.-USD kıymete yükseltilmesi halinde dış ticaret istatistiklerine 50.000.-USD fazlalık yansıyacaktır. Tüm gözetim tebliğleri kapsamında yer alan malların ithalinde mal bedeli için ödenen tutarlar ile gümrük beyannamelerinde gözetim kıymeti farkı beyanları nedeniyle oluşacak istatistik kıymetleri arasındaki fark kadar dış ticaret bilançosunda ithal mal ticareti verilerinin fazla gözükmesi sonucunu doğuracaktır.

 

Ayrıca DTÖ Anlaşmalarına aykırı olarak yapılan bu uygulama, DTÖ’ye üye ülkelerce DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organına (AHO) şikâyet edilmesi halinde, ülkemiz açısında ciddi yaptırımların uygulanmasını yolu açılabilir. AHO tarafından Panel oluşturulması süreci ve temyiz süreci dahil aleyhimize verilecek karar neticesi, şikâyette bulunan ülkeler nezdinde bazı yaptırımlara maruz kalınması, bu yaptırımlara uyulmaması halinde ise birçok ülkenin Türk ürünlerine aynı oranlarda karşı önlemler uygulama yaptırımı ile karşı karşıya kalınması söz konusu olabilir. Ticaret Bakanlığı bürokrasisinin bu durumun farkında olmadığı ya da konuyu ciddiye almadığı anlaşılmaktadır.

 

Sonuç ve Değerlendirme

 

            Ülke ayırımı gözetilmeksizin ileriye yönelik olarak bazı mal veya mal grupları için uzun yıllar boyunca kıymet esaslı olarak uygulanmakta olan gözetim önlemlerinin amacının ötesine geçen bir uygulama sonucunu doğurduğu gözlenmektedir. Bu uygulamanın pratik yansıması, ithal eşyası için Anlaşmalar ve Kanun ile belirlenen kıymet unsurları dışında fiktif kıymet beyanları yapılması suretiyle fazladan ithalat vergisi beyanı ve tahsili zorunluluğu sonucu Anayasamızın vergide kanunilik ilkesi bozması yanında, iç piyasada aynı malları üretenlerin dünya fiyatlarının üzerinde fiyatlarla piyasada haksız kazanç sağlamaları dolaylı olarak desteklenmesi ve uluslararası rekabetten uzaklaşılmasına neden olunması söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle;

-        DTÖ Mal Ticaretine İlişkin Anlaşmalardan ticaret politikası önlemlerine ilişkin anlaşmaların uygulamalarını saptırıcı nitelikte olması,

-        GATT’ın VII’nci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma (DTÖ Kıymet Anlaşması) ile Gümrük Kanunu’nun ithal eşyasının kıymetine ilişkin hükümlerine aykırı olması,

-        “Anayasanın bağlayıcılı ve üstünlüğü başlıklı 11’inci Maddesinde “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz” hükmüne aykırılık oluşturması,

-        Anayasamızın “Vergi yükümlülüğü” başlıklı 73’üncü Maddesinde yer alan “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” Hükmüne aykırı bir şekilde haksız bir vergilendirme ve 38’inci Maddesi hükmüne aykırı bir şekilde ceza uygulanması sonucunu yaratabilmesi,

-        Danıştay Kararı başta olmak üzere, idari yargı mercileri nezdinde gözetim kıymeti beyanları sonrası beyan sahiplerince kanuna aykırı vergi tahsili nedeniyle fazladan tahsil edilen vergilerin geri verilmesi amacıyla açılan davaların idareler aleyhine sonuçlanması,

-        DTÖ Anlaşmalarına aykırılık nedeniyle DTÖ üyesi olan ve bu uygulamadan zarar gördüğünü iddia eden üyeler tarafından AHO nezdinde ülkemiz aleyhine Panel kurulması suretiyle yaptırım uygulanmasının yolunun açılabilme olasılığının bulunması

Başta olmak üzere daha birçok olumsuz sonuçları sayılabilir. Ayrıca kıymet esaslı gözetim uygulamaları nedeniyle kanunsuz olarak tahsil edilen gümrük vergilerinin geri verilmesi ile yasal dayanaklardan yosun bir idari düzenleme hükümlerine göre Gümrük Kanunu’nun 235’inci maddesine istinaden uygulanan cezaların hukukiliğinin yeniden değerlendirilerek, hukuka aykırılığı halinde bu cezaların iptali cihetine gidilmesi önem arz etmektedir. Belirtilen sakıncaları nedeniyle Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet MUŞ’un bu konuda zaman geçirilmeden bir inceleme başlatarak yanlış uygulamadan dönülmesinin ülkemiz menfaatine olacağı değerlendirilmektedir.

06.02.2023 ANKARA

 

Atilla ŞAHİN

Gümrük Müşaviri

(E. Gümrük Müdürü/Önceki AGMD Başkanı)

 

 

KAYNAKÇA:

·        T.C. Anayasası

·        Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması

·        4458 sayılı Gümrük Kanunu

·        1567 Sayılı Türk Parasının Korunması hakkında Kanun

·        474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun

·        3283 sayılı Bazı Kanunlarla Tanınmış Olan Gümrük Muafiyetlerinin Kaldırılması Hakkında Kanun

·        2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

·        2004/7304 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında Karar, Yönetmelik ve Tebliğler

·        Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2012/3 ve 2019/1 sayılı Genelgeleri

·        Korunma Önlemleri Mevzuatı

·        İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Mevzuat

·        Danıştay Onuncu Dairesinin 2015/4742 Karar No.lu Kararı

 

Etiketler
Yorumlar
İlk Yorumu Siz Yapın
Yorumunuz
Diğer Köşe Yazıları