GİRİŞ
Ülkemizde
uygulanmakta olan gözetim önlemleri, ithalata konu olan malların ithal
eğilimlerinin izlenmesi yönelik ticaret politikası savunma araçlarından biri
olarak kullanılmaktadır. Gözetim önlemlerine ilişkin mevzuat hükümleri, gözetim
önlemi öngörülen malların ithalinde İthalat Genel Müdürlüğü’ne başvurularak
gözetim belgesi alınması zorunluluğu öngörülmesi yanında, ithal eşyasının satış
bedelinin gözetim kıymetinden düşük olması halinde ilave kıymet beyanı
suretiyle gözetim kıymetinde beyanının da kabul edilmesi suretiyle ithaline imkân
tanınmaktadır.
Ancak
Gözetim önlemlerinin uygulanmasına ilişkin 2004/7304 sayılı Karar ve bu Karara
dayalı olarak düzenlenen Yönetmelik ve Tebliğ hükümlerine göre uygulanmakta
olan gözetim önlemlerinin İthalat Rejimi Kararında ticaret politikası önlemi
olarak belirtilmesine karşın, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının mal
ticaretine ilişkin 1/A ekinde yer alan ve ticaret politikası önlemlerine
ilişkin anlaşmalar içinde yer almaması; Kararın yasal dayanaklar kısmında
belirtilen kanun maddelerinin tetkikinde bu maddelerin lafzı ve ruhu ile
illiyet bağının kurulamaması; uygulamada taraf olduğumuz uluslararası anlaşma
hükümlerine ve Anayasamızın vergide kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde beyan
sahiplerinden fazladan vergi tahsil edilmesi; sonradan yapılan kontrollerde
tarife farklılığı nedeniyle gözetim belgesi ibrazının mümkün olmaması nedeniyle
ilave kıymet beyanı yapılmayan durumda eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı
ceza ile eşyanın gümrüğe sunulamaması halinde gümrüklenmiş değeri kadar ilave
ceza uygulanması sonu doğurmasının yarattığı sorunlar ile uluslararası
ticaretin olağan akısına aykırılıklar oluşturan uygulamaların hukuki açıdan
değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Gözetim Uygulaması
Bir malın ithalatında gözetim
uygulanmasına ilişkin karar, başvuru üzerine veya re'sen yapılacak bir
değerlendirme sonucunda ithalatın gelişimi, ithal şartları ve ithalatın yerli
üreticiler üzerindeki etkisi dikkate alınarak Ticaret Bakanlığı İthalat Genel
Müdürlüğü tarafından verilmektedir. İthalatta gözetim uygulamasının
amacı, ithalatın gelişiminin yerli üreticiler üzerindeki etkisinin izlenmesine yöneliktir
Bununla birlikte, bazı mal veya mal grupları için bir başvuruya dayalı olarak
ya da İthalat Genel Müdürlüğü’nce res’en yapılacak bir değerlendirmenin,
korunma önlemlerinde olduğu gibi hangi usul ve esaslara göre yapılacağına
ilişkin bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır.
Tebliğ
düzenlemesi ile ürünlerin, spesifik unsurlarına göre belirlenecek birim
kıymetlerinin altında olanların ithalinde gümrük idaresine sunulmak üzere TPS
üzerinden elektronik olarak ya da kâğıt ortamında gözetim belgesi başvurusunda
bulunulması öngörülmektedir. İthal eşyasının gümrük vergisine esas birim
kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen birim kıymetten düşük olması halinde
gözetim belgesi başvurusu yapılmakta olup, İthalat Genel Müdürlüğünce başvuruda
sunulan bilgi ve belgeler ile Bakanlıklarınca belirlenen kriterler dikkate alınmak
suretiyle uygun görülen birim kıymet üzerinden gözetim belgesi düzenlenmektedir.
Gözetim belgesinde belirlenen birim kıymet Tebliğ ile belirlenen birim kıymet
tutarında olabileceği gibi Tebliğ birim kıymetinin altında da
belirlenebilmektedir.
Tebliğ
düzenlemesi ile bazı ürünler için yıllarca devam eden kıymet esaslı gözetim
uygulaması, korunma önlemleri ya da damping önlemlerinde olduğu gibi bir soruşturma
sürecini kapsamamaktadır. Bu kapsamda gözetim mevzuatının, DTÖ Kuruluş
Anlaşması eki mal ticaretine ilişkin anlaşma hükümleri dışında yalnızca bazı
mal veya mal gruplarının kıymet kriterli olarak ithal eğilimlerinin izlenmesine
yönelik idari bir uygulama olduğu anlaşılmaktadır. Ancak gözetim belgesi
başvurusu yapılmadan ve düzenlenecek gözetim belgesinin gümrük idaresine sunulmadan
ithaline izin verilmemesi uygulaması bir miktar kısıtlamasına yönelik tarife
dışı bir engel oluşturması, DTÖ Kuruluş Anlaşması eki mal ticaretine ilişkin
anlaşma hükümlerine aykırılık oluşturduğundan, Ticaret Bakanlığı’nın diğer bir
birimi olan Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2012/3 ve 2019/1 sayılı Genelge
hükümleri uyarınca eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük
olması durumunda, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye
çıkmasını sağlayacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde
yükümlüden gözetim belgesi ibrazı istenilmemektedir.
Kıymet kriterli gözetim
uygulamasında, gözetim belgesi düzenlenen durumlarda gözetim belgesinde
belirtilen birim kıymet ile gümrük vergisine esas kıymet arasındaki fark kadar;
gözetim belgesi başvurusu yapılmayan durumlarda ise ithal eşyasının gümrük
vergisine esas birim kıymetinin Tebliğ ile o eşya için belirlenen gözetim
kıymetinden düşük olması halinde aradaki fark kadar yurt dışı kıymet beyanı
yapılmak suretiyle fark beyan kadar bir fiktif kıymetin oluşmasına neden
olunmaktadır. Ayrıca fazladan beyan edilen fiktif kıymet üzerinden ilave
ithalat vergileri ödenmesi söz konusu olmaktadır.
Gözetim Önlemlerine
İlişkin Kararının Yasal Dayanaklar Açısından Değerlendirilmesi
2004/7304
sayılı İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında Karar’ın yasal dayanakları kısmında sayılan
maddeler incelendiğinde;
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetinin
Korunması Hakkında Kanunun değişik 1’inci Maddesi; “Kambiyo, nukut, esham ve
tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla
bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari
senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten
ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının
kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Bakanlar Kurulu
salahiyetlidir.”
Madde hükmü açık olup, kambiyo
mevzuatının öngördüğü değerli kâğıt ve vesikalar ile kıymetli maden ve taşlarla
bunlardan mamul maddelerin ihracı ve ithalinde düzenleme yapma ve sınırlama
getirme yetkisi verilmektedir. Bu madde kapsamında diğer maddelerin ithalinde kambiyo
mevzuatı açısından bir düzenleme veya sınırlama yetkisi bulunmamaktadır.
474
sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2’nci Maddesi;
“Cumhurbaşkanı bu Kanunun eki Gümrük Giriş Tarife
Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini 50'ye kadar
yükseltebilir, sıfıra kadar indirebilir veya bu Cetveldeki had ve nispetleri
%50’sine kadar yükseltebilir. Cumhurbaşkanı ayrıca, Tarifedeki notlarda gerekli
değişiklikleri yapmaya, bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye de yetkilidir.
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.”
474 sayılı Kanun esas itibariyle ülkemizin uluslararası
anlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan
eşyaların ithalinde uygulanacak kanuni vergi hadlerinin belirlenmesinde
Cumhurbaşkanına verilen yetkinin sınırları belirlenmektedir. 474 sayılı Kanunla
öngörülen ulusal otonom tarifelerimiz ile uygulanacak gümrük vergi oranları belirlenmektedir.
Bu uygulama bir tarife önlemi olup ticaret politikası önlemi olarak
değerlendirilmesi söz konusu olamaz.
3283 sayılı Bazı Kanunlarla Tanınmış
Olan Gümrük Muafiyetlerinin Kaldırılması Hakkında Kanunun 2’nci Maddesi; “Birinci
maddede belirtilen, kurum, kuruluş, teşebbüs, bağlı ortaklık ve müesseseler
için gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi, resim ve harçlardan
muafiyet tanımaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.” Hükmü, yorum gerektirmeyecek
şekilde açık olup, gözetim önlemlerine ilişkin Kararın amaç ve kapsamı ile bir
illiyet bağı bulunmamaktadır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun
55’inci Maddesinin birinci fıkrasında, gümrüğe sunulan eşya için belirlenmiş
şartlar altında her zaman gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanım tayin
edilebileceği; ikinci fıkrasında, gümrüğe sunulan eşya için Cumhurbaşkanı
tarafından kamu güvenliği, insan, hayvan ve bitki sağlığının korunması, kültürel
varlıkların korunması, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması amacıyla yasaklama
veya kısıtlama konulabileceği; üçüncü fıkrasında ise, ticaret, gümrük ve
taşımacılık anlaşması imzaladığımız Taraf ülkelerin bu hükümlere aykırı olarak
yasaklama veya kısıtlama koymaları halinde karşı önlemler alma konusunda
Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler belirlenmiş olup, Gümrük Kanununun 55’nci
Maddesi ile tanınan yetkiler, amaç ve kapsam bakımından gözetim önlemlerinin
amaç ve kapsamı ile örtüşmemektedir.
2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun “amaç
ve kapsam” başlıklı 1’inci Maddesinde; “Dış ticaretin ülke
ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla İthalat, ihracat ve
diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek
mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin
esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılması bu Kanun hükümlerine
göre yürütülür.”
2976
sayılı Kanunun hükmü açık olup, dış ticaret işlemleri üzerinde uygulanmakta
olan vergi ve benzeri mali yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler
konulması ve kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Anayasamızın
vergide kanunilik prensibine uygun olarak ek mali yükümlülük, T.C. Anayasasının
73’üncü Maddesi hükmüne istinaden 2976 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bir tarife
önlemi olarak uygulanması öngörülen ek mali yükümlülük ile bir ticaret
politikası savunma aracı olarak düzenlenen gözetim önlemlerinin örtüşen bir
yanı bulunmamaktadır.
DTÖ Anlaşmalarına Göre
Değerlendirme
95/6525
sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kabul
edilen Dünya Ticaret
Örgütü (DTÖ) Anlaşmanın eklerinde yer alan anlaşmalar ve bunlara bağlı hukuki metinler,
üye ülkeler arasında ticari ilişkilerin idamesi için ortak kurumsal yapıyı
oluşturmaktadır. DTÖ’yü Kuran Anlaşmanın EK 1A Mal Ticaretinde Çok
Taraflı Anlaşmalardan; Tekstil ve Giyim
Anlaşması, Gümrük Kıymetinin Belirlenmesi Anlaşması, Anti-Damping Anlaşması, Sübvansiyonlar
ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması, Korunma Önlemleri Anlaşması, İthal
Lisansları (Tarife Kontenjanı) Anlaşması ve bunlara bağlı olan hukuki metinler tüm
üyeleri bağlar. Gümrük Kıymetinin Belirlenmesine İlişkin Anlaşma hariç ismi
zikredilen anlaşmalar iç mevzuatımızda ticaret politikası önlemleri adı altında
düzenlemelere konu olmuştur. Ticaret politikası önlemleri 3350 sayılı İthalat
Rejimi Kararının 4/3’üncü Maddesinde sayılmış olmakla birlikte bu madde
hükmünde sayılan “ithalatta gözetim uygulanmasına ilişkin mevzuat” DTÖ
Anlaşmaları içinde yer almamaktadır.
Gözetim
önlemlerine ilişkin mevzuat, herhangi bir Kanun ya da uluslararası anlaşmaya
dayanmadığından bu düzenlemelerin idari düzenlemeler olduğu söylenebilir. Bu
düzenlemeler korunma önlemleri mevzuatı paralelinde düzenlenmesi ve bazı
düzenlemelerde “gözetim ve korunma özlemleri” olarak birlikte zikredilmesi,
gözetim önlemlerinin Korunma Önlemleri Anlaşması ve korunma önlemleri
mevzuatının bir parçasıymış izlenimi verilmektedir. Oysa gözetim önlemleri bir
korunma önlemi değildir.
DTÖ Korunma Önlemleri Anlaşması hükümlerine
göre, bir üye tarafından, ancak o üyenin yetkili makamlarınca daha önce
belirlenmiş ve GATT 1994 Madde X uyarınca ilan edilmiş prosedürlere uygun
olarak bir soruşturma yapılmasını müteakip bir korunma önlemi uygulanabilir.
İthal
eşyasının kıymeti ise Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmalarından GATT’ın VII’inci
Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma (DTÖ Kıymet Sözleşmesi) hükümleri ile
bu Anlaşma hükümlerine göre belirlenmiş olan Gümrük Kanunu’nun 23 ila 31 ‘inci
maddesi hükmü ve bu hükümlere aykırı olmamak üzere ikincil düzenlemelerdeki
kurallara göre belirlenmektedir.
İthal eşyasının kıymeti GATT’ın VII’inci
Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma ile keyfi ve fiktif gümrük kıymeti
uygulanmasını önlemek ve uyumlaştırılmış kıymet normları belirlemek amacıyla
eşyanın gümrük kıymetini “ticari işlem kıymeti” diğer bir deyimle satış bedeli
olarak tanımlanmıştır. Anlaşma ve Gümrük Kanunu hükümlerine göre ithal edilen
eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas
alınması; satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut
olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması
gerektiği; ayrıca Anlaşma hükümlerinde gümrük idaresinin, beyanın doğruluğunu
tespit amacıyla, her zaman, her türlü bilgi ve belgeyi inceleyerek
değerlendirme hak ve yetkisine sahip bulunduğu belirtilmiştir.
Gözetim
uygulanmasına ilişkin mevzuat hükümleri, ithal eşyasının kıymet beyanını
Anlaşma ve Kanun hükümlerine aykırı olarak gözetim belgesinde yer alan referans
kıymete; gözetim belgesi alınmayan durumlarda, gözetim tebliğinde belirtilen
referans kıymete göre beyan edilmesini zorunlu kılmaktadır. Aksine durumlarda ya
eşyanın ithaline izin verilmemekte ya da Gümrük Kanunu’nun 235’inci Madde
hükümlerine göre ağır cezalar ile cezalandırılmasının yolu açılmaktadır.
Gözetim
kıymeti beyanlarının sakıncaları
Dampinge karşı veya sübvansiyona karşı önlemler
ile korunma önlemlerine ilişkin idari düzenlemeler kaynağını DTÖ Anlaşmalarından
almaktadır. Bu kapsamda bir ürünün normal kıymetinin altında ihracatının,
ülkemize girişinde oluşturacağı haksız rekabetin önlenmesi kapsamında yapılan
soruşturmalar ile korunma önlemlerinde olduğu gibi bir mal veya mal grubunun
ithal eğiliminin yapılacak araştırma ve soruşturmalar sonucu aynı veya ikame
ürünleri üreten yerli üreticiler üzerinde oluşturacağı ciddi zarar veya zarar
tehdidini bertaraf etmek amacıyla uygulanacak mali önlemler belirlenmektedir.
Bu uygulamalarda amaç, yasal olarak yapılan bir soruşturma sonucunda haksız bir
rekabet yaratan mal girişlerinin önlenmesi veya yerli üreticiler üzerinde ciddi
bir zarar veya zarar tehdidinin önlenmesi ve uygulanacak önlemin haksız
rekabeti önlemek veya zarar tehdidini önlemekle sınırlı olmasıdır. Gözetim
önlemlerinde ise bir mal veya mal grubunun izlenmesi ile korunma önlemleri veya
ithalatta haksız rekabet oluşturacak verilerin oluşturulması amaçlanmış
olabilir.
Gözetime tabi tutulacak ürünler için birim
gözetim kıymeti belirlenmek suretiyle bu birim kıymetler altında mal girişlerinin
engellenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu uygulama başlangıçta aynı veya
benzeri malları üreten yerli üreticileri ucuz ithal mal fiyatlarına karşı
koruma sağlaması bir avantaj yaratabilir. Ancak gözetim tebliğleri kapsamında
uygulanan kıymet esaslı gözetimlere ilişkin 2004, 2006, 2007 ve müteakip
yıllarda yürürlüğe giren İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğler
kapsamında yer alan aynı mal veya mal grubu için 10 ila 19 yıl boyunca gözetim
uygulanması, esasen bu sektördeki üreticileri korumanın yaratacağı avantajlardan
ziyade ülkemiz ekonomisi için rekabetten uzak, uluslararası rekabete kapalı firmalara
dolaylı olarak devlet tarafından destek verilmesi sonucunu doğurmaktadır. Hatta
bu tür uygulamalar merdiven altı tabir edilen belirlenmiş standartlara aykırı
ucuz malların dünya fiyatları, hatta bu fiyatların üzerinde iç piyasada satılarak
tüketicilerin korunması mevzuatına aykırılıklara yol açma riski bulunmaktadır.
Ayrıca bu uygulamalar amaçlananın tam aksine kayıt dışılıkların yolunu da
açabilmektedir.
Kıymet esaslı gözetim uygulaması yoluyla ithal
eşyasının birim satış kıymetinin DTÖ Kıymet Sözleşmesi ve Gümrük Kanunu
hükümlerine aykırı olarak yüksek belirlenerek fiktif bir kıymet farkı beyanı ve
bu fiktif kıymet üzerinden hukuka aykırı bir şekilde fazladan vergilendirilmesi
suretiyle bu eşyalar için yapılan gerçek giderler dışında yapılmayan bir yurt
dışı gider beyanı yoluyla muhasebe kayıtlarında doğru olmayan kayıtlarının
oluşması sonucunu doğurmaktadır.
Kıymet kriterli gözetim uygulamasının diğer
bir sakıncası, ithal eşyalarının gerçek kıymetinin üzerinde yapılan kıymet beyanları,
gümrük beyannamelerinde o eşyaların istatistiki kıymetini oluşturmasıdır. Örneğin
CİF kıymeti 100.000.-USD olan ithal eşyası kıymeti ilgili gözetim tebliğindeki
birim kıymete göre hesaplanıp 150.000.-USD kıymete yükseltilmesi halinde dış
ticaret istatistiklerine 50.000.-USD fazlalık yansıyacaktır. Tüm gözetim
tebliğleri kapsamında yer alan malların ithalinde mal bedeli için ödenen
tutarlar ile gümrük beyannamelerinde gözetim kıymeti farkı beyanları nedeniyle
oluşacak istatistik kıymetleri arasındaki fark kadar dış ticaret bilançosunda
ithal mal ticareti verilerinin fazla gözükmesi sonucunu doğuracaktır.
Ayrıca DTÖ Anlaşmalarına aykırı olarak
yapılan bu
uygulama, DTÖ’ye üye ülkelerce DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organına (AHO)
şikâyet edilmesi halinde, ülkemiz açısında ciddi yaptırımların uygulanmasını
yolu açılabilir. AHO tarafından Panel oluşturulması süreci ve temyiz süreci
dahil aleyhimize verilecek karar neticesi, şikâyette bulunan ülkeler nezdinde
bazı yaptırımlara maruz kalınması, bu yaptırımlara uyulmaması halinde ise
birçok ülkenin Türk ürünlerine aynı oranlarda karşı önlemler uygulama yaptırımı
ile karşı karşıya kalınması söz konusu olabilir. Ticaret Bakanlığı
bürokrasisinin bu durumun farkında olmadığı ya da konuyu ciddiye almadığı
anlaşılmaktadır.
Sonuç
ve Değerlendirme
Ülke ayırımı
gözetilmeksizin ileriye yönelik olarak bazı mal veya mal grupları için uzun
yıllar boyunca kıymet esaslı olarak uygulanmakta olan gözetim önlemlerinin
amacının ötesine geçen bir uygulama sonucunu doğurduğu gözlenmektedir. Bu
uygulamanın pratik yansıması, ithal eşyası için Anlaşmalar ve Kanun ile
belirlenen kıymet unsurları dışında fiktif kıymet beyanları yapılması suretiyle
fazladan ithalat vergisi beyanı ve tahsili zorunluluğu sonucu Anayasamızın
vergide kanunilik ilkesi bozması yanında, iç piyasada aynı malları üretenlerin
dünya fiyatlarının üzerinde fiyatlarla piyasada haksız kazanç sağlamaları
dolaylı olarak desteklenmesi ve uluslararası rekabetten uzaklaşılmasına neden
olunması söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle;
-
DTÖ Mal Ticaretine İlişkin Anlaşmalardan
ticaret politikası önlemlerine ilişkin anlaşmaların uygulamalarını saptırıcı
nitelikte olması,
-
GATT’ın VII’nci Maddesinin
Uygulanmasına İlişkin Anlaşma (DTÖ Kıymet Anlaşması) ile Gümrük Kanunu’nun
ithal eşyasının kıymetine ilişkin hükümlerine aykırı olması,
-
“Anayasanın bağlayıcılı ve üstünlüğü
başlıklı 11’inci Maddesinde “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel
hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz” hükmüne aykırılık
oluşturması,
-
Anayasamızın “Vergi yükümlülüğü” başlıklı
73’üncü Maddesinde yer alan “Vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” Hükmüne
aykırı bir şekilde haksız bir vergilendirme ve 38’inci Maddesi hükmüne aykırı
bir şekilde ceza uygulanması sonucunu yaratabilmesi,
-
Danıştay Kararı başta olmak üzere, idari
yargı mercileri nezdinde gözetim kıymeti beyanları sonrası beyan sahiplerince
kanuna aykırı vergi tahsili nedeniyle fazladan tahsil edilen vergilerin geri
verilmesi amacıyla açılan davaların idareler aleyhine sonuçlanması,
-
DTÖ Anlaşmalarına aykırılık
nedeniyle DTÖ üyesi olan ve bu uygulamadan zarar gördüğünü iddia eden üyeler
tarafından AHO nezdinde ülkemiz aleyhine Panel kurulması suretiyle yaptırım
uygulanmasının yolunun açılabilme olasılığının bulunması
Başta olmak üzere daha birçok olumsuz
sonuçları sayılabilir. Ayrıca kıymet esaslı gözetim uygulamaları nedeniyle
kanunsuz olarak tahsil edilen gümrük vergilerinin geri verilmesi ile yasal dayanaklardan
yosun bir idari düzenleme hükümlerine göre Gümrük Kanunu’nun 235’inci maddesine
istinaden uygulanan cezaların hukukiliğinin yeniden değerlendirilerek, hukuka
aykırılığı halinde bu cezaların iptali cihetine gidilmesi önem arz etmektedir. Belirtilen
sakıncaları nedeniyle Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet MUŞ’un bu
konuda zaman geçirilmeden bir inceleme başlatarak yanlış uygulamadan
dönülmesinin ülkemiz menfaatine olacağı değerlendirilmektedir.
06.02.2023 ANKARA
Atilla
ŞAHİN
Gümrük
Müşaviri
(E. Gümrük Müdürü/Önceki AGMD Başkanı)
KAYNAKÇA:
·
T.C. Anayasası
·
Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması
·
4458 sayılı Gümrük Kanunu
·
1567 Sayılı Türk Parasının Korunması hakkında
Kanun
·
474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli
Hakkında Kanun
·
3283 sayılı Bazı Kanunlarla Tanınmış
Olan Gümrük Muafiyetlerinin Kaldırılması Hakkında Kanun
·
2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun
·
2004/7304 sayılı İthalatta Gözetim
Uygulanması Hakkında Karar, Yönetmelik ve Tebliğler
·
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2012/3 ve
2019/1 sayılı Genelgeleri
·
Korunma Önlemleri Mevzuatı
·
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine
İlişkin Mevzuat
·
Danıştay Onuncu Dairesinin 2015/4742
Karar No.lu Kararı