Tam 106 yıl önce Kahraman Türk Milleti şehitlerimiz, gazilerimiz, 57. Piyade alayı ve 15 yaşında eli silah tutan gençlerimiz ile "Çanakkale Geçilmez" demiştir. Bunu tüm dünya kabul etmek zorunda kalmıştır. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Şehitlerimize, tüm Gazilerimize, cepheye koşan Kadınlarımıza sonsuz minnetlerimizi sunuyor ve rahmet diliyoruz.
Bu Vatan, bu Cumhuriyet kolay kazanılmadı;
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" sözüyle düşmanın üzerine yürüyen ve adını tarihe "kahraman birlik" olarak altın harflerle yazdıran 19. Tümen'e bağlı 57. Alay ve diğer birliklerin katıldığı taarruzla kazanıldı.
275 kiloluk mermiyi sırtına vurarak namluya sürmesi, sonra topu ateşleyerek, Koca Seyit’in Ocean gemisini tek başına vurmasıyla kazanıldı.
Her köyden, her bölgeden, her etnik kökenden 250 bin Türk askerinin şehit verildiği Çanakkale Deniz Zaferi’ne katılmak için Tokat’tan Çanakkale’ye giden yaşları 15 civarında eli silah tutan gençlerle kazanıldı.
Cepheye erzak ve mermi taşıyan analar ve bacılarla kazanıldı.
106 yıl sonunda böylesine kahraman atalarımızın torunları olarak bizler, her ne görev yapıyorsak, “vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” düsturuyla en iyi şekilde yapmak yakışacaktır.
Mesleğimiz olan Gümrük ve Dış ticaret penceresinden konuya bakacak olursak;
Kanunlar, mevzuatlar düzenlerken ülkemizin güvenliği, ulusal çıkarlarımız, sınırlarımız içinde yaşayan vatandaşlarımızın can güvenliği, mal güvenliği, sağlığı en başa konulmaktadır. Ancak kanunu yapmak, mevzuatı düzenlemekten daha önemlisi, uygulayıcısı olan bizlerin İdarecisinden Gümrük Müşavirine, Liman işletmelerinden, Lojistik sektörüne işimize gelsin veya gelmesin en başa en üste en yükseğe ülkemizin çıkarlarını, sınırlarımızın güvenliğini, vatandaşlarımızın sağlığını koymamız, görevimizi layıkıyla dürüstçe yapmamız “Türkiye geçilmez” diyerek çalışmamız bu toprakları vatan olarak bizlere bağışlayan atalarımıza en güzel hediye olacaktır.
Olcay Şahin
Gümrük Müşaviri