Serseri Mayın

Bu hafta tüm Dünya’nın Gözü İstanbul’a çevriliydi. Ukrayna ve Rusya heyetleri arasında yapılacak görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkması beklentisi yüksekti. Fakat görüşme sonunda yine Rusya net bir şey söylemeyerek ‘çokta istediğimiz gibi olmadı’ dedi. Bir an önce tarifsiz acıların yaşandığı bu savaşın durmasını diliyorum. Bu savaşta 5 bin kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 210’u çocuk. Savaş nedeniyle 3,5 milyon Ukraynalı göç etmek zorunda kaldı. Elbette dünyanın Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da çatışmalarda hayatını kaybeden ve göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce insan için Ukrayna’ya gösterdiği hassasiyeti göstermesini beklerdik! Neyse bu konular zaten her an her yerde karşınıza çıkıyor bir de ben canınızı sıkmayayım.

Geçen haftalarda savaş nedeniyle Ukrayna tarafından Karadeniz’e döşenen mayınların fırtına nedeniyle bağlandıkları yerlerden kurtulduğu ve bize doğru sürüklendiği haberleri yer aldı basında. Bu hafta da birer gün arayla biri İstanbul’da diğeri İğne Ada açıklarında bulundu ve imha edildi bu mayınların.

İki mayında balıkçılar tarafından bulundu. Allah korudu ve kötü bir durum yaşanmadı. Fakat bu yaşanmayacağı anlamına da gelmiyor. Umarım kimsenin canı yanmaz. Balıkçıların söylediğine göre bu mayınların fark edilmesi çok zor. Çünkü balıkçıların sonarları deniz dibini gösteriyor. Mayın ise deniz yüzeyinde. Çok nadir bazı teknelerde deniz yüzeyini de gösterecek radarlar olduğu söyleniyor.

‘Serseri Mayın’ tabirini gerçek anlamıyla öğrenmemiz gerekir miydi emin değilim! Keşke delikanlılar için dilimizde kazandığı anlamıyla kalsaydı aklımızda, ‘serseri mayın’ tabiri.

Tabi dilimizde oluşmuş anlamı da bazen tatsız olabiliyor. Eğlenmeyi, gezmeyi, tozmayı seven delikanlılar için kullanıldığında sorun yok. Fakat birde sözünü, sazını ölçmeden biçmeden çalıp söyleyenler var. Bu söylemlerde bazen hiç umulmadık yerlerde infilak edebiliyor. Bu durumda patlayan gerçek anlamda serseri bir mayın olmasa da yarattığı tahribat açısından aynı şeye denk geliyor.

Son iki haftada birçok meslektaşımın bu seçim süreci bir an önce bitsin artık dediğini duydum. Sizde duymuşsunuzdur ya da sizde böyle düşünüyor olabilirsiniz. Bence de haklısınız! Ben de böyle düşünüyorum!

Her alanda olduğu gibi meslektaşlarımızın da oluşturduğu onlarca WhatsApp grubu var. Bu guruplarda bazen öyle konular oluyor ki!!! Söylenenler Karadeniz’deki ‘Serseri Mayınları’ aratmıyor. Süreç açısından politika argümanı üretmek bunun üzerinden politika yapmak elbette doğal. Fakat bazen dozu kaçırılabiliyor.

Yarın final günü. Bugüne kadar konuşulacaklar konuşuldu, söylenecekler söylendi. Yarın mübarek Ramazan Ayı’nın da ilk günü. Hem bu açıdan hem de mesleki birlik açısından yarın yapılacak kürsü konuşmalarında toparlayıcı ve birleştirici söylemler yer alacağına inanıyorum. Yarın yapılacak genel kurulun tüm meslektaşlarımızla uzun zaman sonra hasret gidereceğimiz demokrasi şölenine dönüşecek bir gün olmasını temenni ediyorum.

Yarın görüşmek üzere…

Erdem İLBEYİ